Evvel zaman içinde, yemyeşil tepelerin arasına kurulmuş huzurlu bir köy yaşarmış. Köylüler tarlalarını eker, hayvanlarını güder, akşamları türkülerle günün yorgunluğunu unuturmuş. Bir gece ormandan garip gürlemeler yükselince herkesin yüreğine korku düşmüş: “Ayı mı bastı, yoksa eski çağlardan kalma bir canavar mı uyandı?”
Ertesi sabah köyün bilge kadını, merakı yüreğine ağır basan birkaç delikanlıyı araştırmaya göndermiş. Ağaçların gölgeleri uzadıkça sesler de derinleşmiş. Tam geri dönmeyi tartışırlarken devasa, yemyeşil bir yaratıkla burun buruna gelmişler. Gözleri kederli bu dev, saldırmak bir yana, ürkek bir çocuk gibi titriyormuş. Gençler ilk paniğin ardından merakla yaklaşmış ve dev, boğuk sesiyle kim olduğunu anlatmaya çalışmış. Bir zamanların ünlü hekimi Dr. Banner, güçlü bir sihir patlaması yüzünden sinirlenince devleşen Hulk’a dönüşmüş; özünde hâlâ iyi kalpliymiş.
Gençler, Hulk’un zararsızlığını görünce onu köye götürmeye karar vermiş. Köy meydanında kadınlar çocuklarını saklamış, yaşlılar “Bir an öfkelenirse evlerimizi yerle bir eder!” diye homurdanmış. Fakat delikanlılar ve bilge kadın, Hulk’un kalbinde kötülük olmadığını, sakin kalabildiği sürece masum bir köylüden farksız olduğunu anlatmış. Tam bu tartışma sürerken kara bulutlar çökmüş, yıldırım tarladaki bir kulübeyi tutuşturmuş.
Hulk bir hamlede kulübeye koşmuş, çatısını kaldırıp içerideki kuzuyu alevlerden çekip çıkarmış, ardından güçlü nefesiyle ateşi söndürmüş. Köylüler gözlerine inanamamış; yeşil dev yıkmak yerine kurtarıyormuş! O andan sonra dudaklarda tek bir cümle dolanmış: “Hulk bizim kahramanımız.” Bilge kadın elini Hulk’un avucuna bırakıp, “Burası artık senin de yuvan,” demiş.
Günler geçmiş, Hulk tarlalarda çalışmış, ev yapımında yardım etmiş, çocuklara gölge oyunları sergilemiş. Köylüler ona kıyafet dikmiş, dostlukları çevre kasabalara örnek olmuş. Çocuklar Hulk’u görünce sevgiyle boynuna sarılır, o da koca kollarıyla onları nazikçe havaya kaldırırmış.
Böylece köy, ön yargılarını yıkarak gücün yıkıcı değil, koruyucu yüzünü öğrenmiş. Hulk da sevgiyi ve anlayışı kalbinde taşıyınca gerçek kahramanlığın öfkeyi yenmek, zor anlarda yardım eli uzatmak olduğunu herkese hatırlatmış. Unutmayın çocuklar, en büyük güç yüreğinizdeki şefkattir; doğru kullanıldığında dünyayı güzelleştirir.