Bir varmış, bir yokmuş… Anadolu’nun ışıltılı bir köyünde, akıllılığı ve hazırcevaplığıyla herkesi şaşırtan Nasreddin Hoca yaşarmış. Hoca, koca sarığı, rengârenk kuşağı ve yorgun eşeğiyle köy köy gezer, bilmeceler çözer, gönülleri ferahlatırmış. Bir sonbahar günü, köyün eski değirmeni aniden durmuş. Değirmenin taşı dönmeyince, buğdaylar öğütülememiş, köylülerin yüzü ekşimiş. Hoca, merakla değirmene gitmiş. Taşın üzerinde tuhaf işaretler görmüş ve elini dokunduğunda, taş “Bana doğru soruyu sor, dönmeye başlayayım!” diye gürlemiş!

Şaşıran Hoca, sakalını sıvazlayıp düşünmüş: “En güçlü şey nedir?” diye sormuş. Taş, “Sabırla dönen tekerlektir!” deyip güm güm seslerle dönmeye başlamış! Unlar öğütülmüş, köylüler sevinçle Hoca’ya sarılmış. Ama köyün kıskanç Değirmenci Halil, taşı çalıp altın öğütmek istemiş. Gece gizlice taşı söküp evine götürmüş. Taşa “Altın öğüt!” diye emretmiş, ancak taş “Açgözlülük, değirmeni bozar!” diyerek Halil’in sakalını un içinde bırakmış!
Ertesi sabah Nasreddin Hoca, taşı köy meydanına getirmiş. “Bakın,” demiş, “Bu taş, açgözlüye un, cömertse altın eder!” Köylüler heyecanla toplanmış. Hoca, taşa “Köyümüz için ne öğütmeliyiz?” diye sormuş. Taş, “Birlikte çalışmayı!” diye yanıtlamış. O anda, değirmen taşından altın buğday taneleri saçılmış! Tarlalar bereketlenmiş, çocuklar taşın etrafında mendil kapmaca oynamış.

Değirmenci Halil, pişmanlıkla Hoca’dan özür dilemiş. Hoca, kulağına fısıldamış: “Bilgi değirmeni, kinle değil, sevgiyle döner!” Halil, değirmeni köyün ortak malı yapmış, herkese ballı ekmek dağıtmış.
Mutlu Son ve Ders:
Köyde artık değirmen taşı birlik sesiyle dönermiş. Nasreddin Hoca, her akşam çocuklara “Sabır, ekmeği altın eder!” diye öğüt verir, köy meydanında saz eşliğinde masallar anlatırmış. Değirmenci Halil ise köyün en cömert aşçısı olup, herkese tarhana çorbası ikram edermiş.
Küçük Mesaj: Açgözlülük un ufak eder, paylaşmaksa altın! Birlikte üreten yürekler, asla aç kalmaz. 🌾✨
