Evvel zaman içinde, bulutlara değen sütunları, çiçeklerle döşeli bahçeleri olan görkemli bir saray varmış. İyiliksever padişah ile zarif sultan bu sarayda barış içinde hüküm sürermiş. Onların dillere destan güzellikte ve yufka yürekli bir kızları varmış: Prenses Perize.
Aynı diyarda, yemyeşil vadilerin ardındaki başka bir sarayda mertliğiyle tanınan bir prens yaşarmış: Berkan. Küçüklüğünden beri ata binmiş, kılıç kuşanmış, adalet dağıtmayı öğrenmiş. Komşu halklar bile “Ne iyi kalpli prens!” diye onu övermiş.
Bir gece Perize, rüyasında parlak zırhlı bir gencin siyah doru atıyla saray bahçesine gelişini görmüş; fıskiyeler yükselmiş, kuşlar cıvıldamış. Sabah annesine anlatınca sultan, “Belki kalbin çağrısıdır,” demiş. Aynı gece Berkan, elinde gümüş anahtar tutan pembe elbiseli bir prenses görmüş. Padişah babası “Kalbinin sesini dinle,” öğüdünü vermiş.
Rüyaların etkisiyle Berkan, güvenilir atı Kora’yı eyerleyip yollara düşmüş. Geçtiği hanlarda, köylerde “Pembe gül gibi narin bir prensesi tanıyor musunuz?” diye sormuş. Herkes “Prenses Perize’yi arıyorsun,” diyerek yolu göstermiş.
Perize de saraydan ayrılıp yanında birkaç sadık yardımcıyla rüyasının gencini aramaya koyulmuş. Çiçeklerle süslü arabası ormanın korularından geçerken yüreği heyecanla çarpmış.
Kader, iki yolu aynı çam korusunda kesiştirmiş. Berkan atının yelesini okşarken Perize’nin neşeli sohbetini duymuş; dallar aralanınca göz göze gelmişler. İkisi de rüyalarındaki yüzleri hemen tanımış. Berkan zarifçe eğilip selam vermiş, Perize gülümseyerek karşılık vermiş.
Bundan sonrası serüven doluymuş. Birlikte yol alırken uğradıkları köylere yardım etmiş, hastalar için şifalı ot toplamış, korkan çocukları teselli etmişler. Her iyilik, aralarındaki bağı kuvvetlendirmiş.
Sonunda Perize, Berkan’ı sarayına davet etmiş. Padişah ve sultan, genç prensin mertliğine, yumuşak diline hayran kalmış. Büyük bir şölen kurulmuş; meydanlarda davullar çalınmış, havai fişekler göğe yükselmiş. Halk, “Bu buluşma ülkelerimize huzur getirecek,” diyerek sevinç içinde kutlamış.
Günler geçtikçe Berkan ve Perize, komşu topraklarda barışı pekiştiren bir çift olarak nam salmış. Berkan adaletle hüküm sürmüş, Perize yetimlerin ve yoksulların gönlünü kazanmış. Diyarlarda “Kalpten çıkan rüya gerçeğe kavuşur” sözü dilden dile dolaşmış.
Derler ki geceleri göğe baktığınızda, parlayan her yıldız onların sevgi dolu hikâyesinden bir ışıltı taşır. İyi yürekle yola çıkan herkes, tıpkı Perize ile Berkan gibi mutlaka güzelliklere kavuşurmuş. Böylece Prens ile Prenses Masalı gönüllerde kök salmış, iyilik tohumları serperek nesiller boyu anlatılmaya devam etmiş.