Evvel zaman içinde, yemyeşil bir ormanın kıyısında Salim adında minik bir salyangoz yaşarmış. Sabah çiğ tanelerini selamlayarak yola koyulur, ama sırtındaki kahverengi kabuğa bakıp içlenirmiş: “Tavşanların sıcak inleri, sincapların yüksek kovukları var; ben ise daracık bir kabuğa sıkıştım.” Bu düşünce onu çekingenleştirir, hayvanların neşeli evlerine imrenmesine yol açarmış.
Bir gün Salim, görkemli bir çınarın altında yaşayan bilge Kaplumbağa Bilgin’le karşılaşmış. Utana sıkıla içini dökmüş: “Herkesin yuvası geniş ve güzel, benimki minicik. Hem yavaştan öteye gidemiyorum.” Kaplumbağa, ağırbaşlı bir gülümsemeyle başını sallamış: “Ben de sırtımda bir ev taşırım; kimileri ‘ağır’ der, ama kabuğumun sağladığı huzuru bilirim. Her evin kendine özgü güzelliği vardır.” Salim, sözleri düşünse de ikna olmamış: “Daha geniş bir yuvada yaşasam kolay olmaz mıydı?” Bilgin, “Gel, akarsuya kadar yürüyelim,” demiş.
Yürürlerken kelebekler dans etmiş, kuşlar şakımış. Derken gökyüzü ansızın kararıp şiddetli bir yağmur bastırmış. Salim derhâl kabuğuna çekilmiş; Kaplumbağa da öyle. Tavşanlar delik aramış, sincaplar kovuklarına yetişememiş, iri hayvanlar bile sırılsıklam olmuş. Fırtına dindikten sonra Salim kabuğundan çıkıp etrafa bakmış: Pek çok hayvan perişan hâlde, ama kendisiyle Bilgin kuru ve güvendeymiş.
Genç bir tavşan yakınlaşıp hayranlıkla: “Biz deliğimize varamadık, sen kabuğunda güvendesin; ne şanslısın!” demiş. O anda Salim’in içi sevinçle dolmuş. Küçük kabuğu, dünyadaki en sağlam çatı oluvermiş. Kaplumbağa Bilgin bilgece eklemiş: “Gördün mü evlat, yuvanın değerini fırtına gösterir.”
O günden sonra Salim kabuğundan utanmayı bırakmış. Her sabah minnetle “Güvende ve özgürüm” diyerek ormanı dolaşmış, karşılaştığı hayvanlara gülümsemiş. “Yuvam küçük ama bana her yerde eşlik ediyor,” dermiş. Tavşanlar, sincaplar, ayılar onu görmekten mutlu olur, yağmur yaklaşınca “Salim, kabuğuna sığın da bize de haber ver!” diye şakalaşırmış.
Masal bu ya, gök ne kadar gürlese, yağmur ne kadar sağanak yağsa Salim endişelenmezmiş; çünkü artık bilirmiş ki asıl genişlik yuvanın boyutunda değil, sunduğu huzurdadır. Kaplumbağa Bilgin’in dediği gibi, her evin kendine özgü bir güzelliği varmış. Minik salyangoz Salim de ormanda bunu kanıtlayan en sevimli rehber olup çıkmış; kabuğunda taşıdığı sıcacık yuvayla her kalbe güven ve sevgi fısıldamış.