Bir varmış, bir yokmuş… Anadolu’nun sessiz bir köyünde, Ali adında müziği çok seven bir çocuk yaşarmış. Ali, her akşam köy meydanındaki dev çınarın altında dedesinden kalma bağlamasıyla türküler çalar, köylüleri coştururmuş. Bir gün, ormanda dolaşırken ışıldayan bir lale görmüş. Laleye dokununca, topraktan altın telli bir bağlama fırlamış! Bağlamanın sapında, “Nağmelerin gücü, yüreklerde saklıdır” yazıyormuş.
Ali merakla bir telini çekmiş. Tıngırtı sesiyle gökyüzü renk renk olmuş, kurumuş ağaçlar tomurcuklanmaya başlamış! Köylüler koşup gelmiş, “Bu sihirli bağlama, köyümüzü kurtarır!” diye sevinmiş. Ama köyün kıskanç Demirci Hasan, bağlamayı çalıp zengin olmak istemiş. Gece gizlice Ali’nin kulübesine girip bağlamayı kapmış.

Sabah, Demirci Hasan bağlamayı çalmaya başlamış. Ama her dokunuşunda kulakları sağır eden bir gürültü yükselmiş, toprak çatlamış! Korkudan bağlamayı fırlatıp atmış. O sırada Ali, konuşan lalenin peşinden koşup bağlamayı bulmuş. Lale, “Bu ses, ancak temiz yürekle çıkar!” demiş.
Ali, bağlamayla coşkulu bir halay çalmış. Notalar gökyüzüne yükselip yağmura dönüşmüş. Tarlalar suya doymuş, köy lale bahçeleriyle dolmuş! Demirci Hasan, utancından Ali’den özür dilemiş. Birlikte köy meydanında davul-zurna eşliğinde şenlik düzenlemişler.
Mutlu Son ve Ders:
Ali, sihirli bağlamayı köyün ortak sesi ilan etmiş. Artık kimse aç kalmaz, her bahar renkli şenliklerle doğaya teşekkür ederlermiş. Demirci Hasan ise en güzel nal seslerini yaparak köye hizmet etmiş.
Küçük Mesaj: Gerçek güç, yüreği temiz olanındır! Birlikte çalınan nağmeler, dağları devirir. 🌸🎶
