Evvel zaman içinde, gökdelenlerin ışıklarıyla parlayan büyük bir şehirde Peter Parker adında sessiz bir lise öğrencisi yaşarmış. Gündüzleri derslerine girer, fotoğraf makinesiyle manzaralar yakalar; kimse onun gizli bir sırrı olduğunu bilmezmiş. Oysa bir okul gezisinde özel bir örümcek tarafından ısırıldığından beri Peter, duvarlara tırmanan, ağ fırlatan ve tehlikeyi sezebilen Spiderman’miş.
Başta yeni yeteneklerini oyun niyetine kullanmış: çatıdan çatıya atlamış, akrobatik hareketler sergilemiş. Ama amcasının “Büyük güç, büyük sorumluluk getirir” öğüdü kulağında çınlayınca kendini şehrini korumaya adamış. Gece olunca kırmızı-mavi kostümünü giyer, maskesini takar, karanlık sokaklarda devriye gezermiş. Hırsızları ağla paketler, kaybolan çocukları ailelerine kavuştururmuş.

Şehrin huzurunu bozan en büyük tehdit, yasa dışı tüm işlerin ardındaki Kasvet Bey’miş. Adamları fırınları soyar, limanda gizli kargolar indirirmiş. Günlerden bir gün Spiderman, Kasvet Bey’in sahil depolarına zehirli maddeler sokacağını öğrenmiş. “Bu şehri tehlikeye atamazlar!” diyerek gece iner inmez depolara yönelmiş.
Sisli rıhtımda silahlı bekçiler kol gezerken Spiderman çatılarda sessizce ilerlemiş, örümcek duyusuyla nöbetçileri sezmiş. Birinin silahını ağla sarmış, diğerini tavana yapıştırmış, alarm vermelerine fırsat bırakmamış. Kasvet Bey paralarını sayarken tavandan inen kalın bir ağ masayı da onu da hareketsiz bırakmış. Çatışmayı duyan polis sirenleri yaklaşırken Spiderman gölgeler arasında kaybolmuş; geride yalnızca sallanan bir ağ demeti kalmış.
Ertesi sabah gazeteler “Gece Kahramanı Kasvet Bey’i Durdurdu!” manşetini atmış. Çocuklar pencerelerine koşup gökyüzünde örümcek gibi süzülen silueti görmeye çalışmış. Peter aynı gün okula gitmiş, sınıfta hiçbir şey olmamış gibi not tutmuş. Sırrını kimseye söylememiş, çünkü kahramanlık gösteriş değil, yardımdı.

Zamanla Spiderman’in efsanesi tüm şehre yayılmış. Duvarlara maskeli kahramanın grafitileri çizilmiş, gece rüzgârında süzülen her gölgeye “Spiderman mi acaba?” diye bakılır olmuş. Peter bazen sorumluluğun ağırlığını hisseder, ama kalbindeki iyilik ve ailesinden aldığı terbiye ona yol gösterirmiş. Kendine şöyle dermiş: “Gücümü paylaştıkça şehir daha güvende, insanlar daha umutlu.”
Böylece Spiderman masalı dilden dile aktarılmış. Çocuklar yıldızlı göğe bakarken “Bir gün biz de iyilik için savaşırız,” diyerek cesaret bulmuş. Ve herkes anlamış ki insan yüreğinde iyilik tohumu taşıdığı sürece, büyük ya da küçük her yardım bir kahramanlıktır.
