Evvel zaman içinde, çiçeklerle süslü tepelerin çevrelediği yemyeşil bir köy varmış. Köyün kenarındaki ormanda kulakları uzun, tüyleri pamuksu bir tavşan yaşarmış: Kıvrık. Güneş doğar doğmaz taze otlar arasına zıplar, marul yapraklarıyla kahvaltı eder, sonra arkadaşlarını görmek için dolaşırmış. Kirpi, sincap, kaplumbağa ve tilki ormanın renkli sakinleriymiş; kimi huysuz kimi sessiz, ama Kıvrık’ın güler yüzü en aksi hayvanın bile kalbini ısıtırmış.
Bir gün ormanın kurnaz tilkisi Kurnaz sinsi bir gülümsemeyle çıkagelmiş. “Sevgili tavşan kardeş, senin çok hızlı olduğunu duydum,” demiş. Kıvrık kulaklarını dikleştirip gülümsemiş: “Koşmak rüzgârla yarışmaktır, tabii ki severim.” Tilki, hilekâr planını açıklamış: “Bir yarış yapalım. Kazanırsan sana bir sepet dolusu havuç veririm; ben kazanırsam bir süre bana hizmetkâr olursun.” Kıvrık önce tereddüt etse de kendine güveni tam olduğu için teklifi kabul etmiş.
Yarış haberi anında ormana yayılmış. “Tavşan Kıvrık ile Tilki Kurnaz yarışacak!” diye herkes heyecanlanmış. Yarış günü kaplumbağa hakem olmuş, kirpiyle sincap seyirci sıralarını doldurmuş. Kaplumbağa “Başlayın!” deyince Kıvrık ok gibi fırlamış; tilkiyse geride kalmış gibi yapmış. Ancak ileride Kurnaz’ın hilesi devreye girmiş: Ağaçların ardına saklanan tilki akrabası, Kıvrık geçerken önüne bir tuzak atmış. Tavşan takılıp yuvarlanınca yarışta geriye düşmüş.
Olanı gören sincap hemen kaplumbağaya koşmuş. Hakem kaplumbağa yarışı durdurup herkesi toplamış ve tuzağı görünce gerçek ortaya çıkmış. Kurnaz başta suçu akrabasına atmaya çalışmış, fakat planın bizzat kendisine ait olduğu anlaşılmış. Orman halkı öfkeyle bakakalırken Kıvrık üstünü silkeleyip sakin bir sesle konuşmuş: “İyilik yarıştan da ödülden de değerlidir. Ben yine de koşmaya devam edeceğim.”
Hayvanlar alkışlarla Kıvrık’ı desteklemiş. Kurnaz utançtan başını öne eğmiş; bir sepet havuç getirip hakem kaplumbağaya vermiş. Kaplumbağa havuçları Kıvrık’a sunmuş, Kıvrık da “Paylaşmak en güzel ödüldür,” diyerek sepeti arkadaşlarıyla bölüşmüş. O günden sonra Kurnaz’ın hilelerine kimse kanmamış, orman sakinleri dürüstlüğüyle örnek olan Kıvrık’a daha da saygı duymuş.
Böylece tavşan Kıvrık, kulakları rüzgârda dalgalanırken yine özgürce zıplamış, ormanı kahkahasıyla şenlendirmiş. “Tavşan Hikâyesi” de dostluğun, iyiliğin ve dürüstlüğün değerini anlatan bir masal olarak köydeki çocukların diline, ormandaki hayvanların kalbine kazınmış.