Uçsuz bucaksız masallar diyarında, çiçeklerle çevrili sevimli bir köşk varmış. Bu köşkte meraklı kedi Tom ile çevik fare Jerry yaşarmış. Her sabah Tom pencereden bakar, Jerry’nin mutfağa sessizce süzülüşünü kollarmış; Jerry ise mis kokulu peynir hayaliyle gölge gibi gezinirmiş.
Bir gün köşkün hanımı peynirli börek hazırlamış, nefis koku bütün odalara yayılmış. Tom fırının önüne çöreklenmiş; Jerry de “Ne pahasına olursa olsun şu börekten bir lokma tatmalıyım!” diye düşünmüş. Akşamüstü hanım tepsiyi sofraya getirince iki afacan aynı anda hamle yapmış. Göz göze gelir gelmez Tom hırlamış, Jerry ciyaklamış, tepsi sallanınca börek masanın öbür ucuna devrilmiş. Hanım “Yine mi kavga?” diye söylenmiş, ama iş işten geçmiş: Emeği boşa gitmiş, Tom da Jerry de aç kalmış.
O gece efendi, Tom’u odasına kapatmış; Jerry de köşedeki delikte aç gurultularıyla beklemiş. İkisi de “Keşke kavga etmeseydik,” diye pişman olmuş. Ertesi sabah güneş doğarken Tom odadan çıkmış, Jerry’ye rastlamış. Fare masum bir bakışla el sallamış; Tom da öfke yerine yumuşak bir miyav çıkarmış. İkisi “Neden sürekli kapışıyoruz ki?” diye düşünüp sessiz bir antlaşma yapmışlar: ufak oyunlar oynayacak, ama birbirlerini incitmeyecekler.
Günler geçtikçe bu gizli iş birliği işe yaramış. Sabahları Tom, Jerry’ye gizlice yol verip peynirden minicik bir lokma almasına izin vermiş; Jerry de Tom’un uyku saatlerinde mutfaktan uzak durmuş. Ne devrilen tepsiler kalmış ne de kırılan tabaklar. Köşkün hanımı ve efendisi de huzura kavuşmuş, kahkahalar sofraya geri dönmüş. Akşamları Tom mırıldanırken Jerry minik çınlama sesiyle şarkıya eşlik etmiş; köşk, kavga yerine uyumun sesini duymaya başlamış.
Bir süre sonra hanım yine peynirli börek pişirmiş. Fırın açılır açılmaz Tom ile Jerry göz göze gelip usulca gülümsemişler. “Sabredersek herkes nasiplenir, bize de pay düşer,” demişler içlerinden. Akşam sofrasında sessizce beklemişler; kavgadan eser yokmuş. Hanım şaşkınlıkla bakmış: “Ne uslanmışsınız!” diyerek tepsiden iki minik dilim kesmiş. Tom dilimini keyifle koklamış, Jerry de peynirini ısırmış. Böylece köşkün hanımı mutlu, efendi gururlu, afacan kahramanlar da tok karınla neşeliymiş.
O günden sonra Tom ve Jerry, kovalamacayı oyuna, rekabeti dostluğa dönüştürmüş. Küçük anlaşmazlıklar olsa da köşkte kırık tabak yerine keyifli şarkılar duyulur olmuş.
Gökten üç elma düşmüş: biri masalı dinleyen miniklere, biri anlatanlara, sonuncusu da barış içinde yaşayan Tom ile Jerry’nin başına. Unutmayın: Paylaşmak ve sabretmek kavganın yerini alırsa, herkesin sofrasına mutluluk konuk olur.